Bugün sizlere hepimizin hayatını olumsuz etkileyen önemli bir konudan bahsetmek istiyorum. İnsanın sürekli kendini kanıtlama çabasını da ifade eden egoya değinelim bugün. Kelime anlamı olarak ‘benlik’ anlamına gelen ego, kişinin sürekli olarak kendisini ortaya koyması ve kendi özelliklerini
yüceltmesidir.

Egonun iki beklentisi var:
Hayatta kalmak ve değerli hissetmek. Yani bu dünyayı ben yarattım havalarına girer.
Ego kavramındaki kilit nokta ‘’ben’’ ile başlayan cümlelerdir. Eğer bir kişi ben ile başlayan cümleleri çok fazla kuruyorsa burada ego olması gerektiğinden fazla seviyeye gelmiş demektir.
Ego, en çocuksu davranışlarımızı temsil eder. Bu, hatalarından ders çıkarmamış, geçmişe takılı kalmış bir çocuktur. Bize acı veren şeylere, bize eziyet etmiş şeylere karşı kendimizi savunduğumuz tutumdur. Küçük düştüğümüz durumlar, üzüntüler, acılar, istismar, bunların hepsi egomuza
kazınmıştır. Zayıflıklarımızı kapatmak için sürekli bir mücadeleye tutunma halidir. Sağlam olduğumuzu ve duygusal bakımdan bağımsız olduğumuzu göstermek için egomuza başvururuz.
Ego, bizi yenilik, samimiyet, yakınlık, ödün ve sevgi gibi şeylerden “korumak’’ için çalışır. Bu koruma tabi olumlu anlam taşısa da çevremizdeki insanların bizden uzaklaşmasına sebep olur, bir insan ne kadar çok ben derse o kadar da yalnızlaşır, bir bakmışız yalnızlığın dibine çökmüş.

Peki dengesiz egoya sahip kişilik özellikleri nelerdir?

  • Hep ben ben ben der. (Ben daha iyi yaparım, ben daha güzelim, bence böyle…söyler durur tüm dünya onun etrafında dönsün ister.)
  • Empati ve sempati duygusundan yoksun ve bencildir.
  • Herkese üstünlük taslar.
  • Ukaladır ve kendini her zaman daha iyisine layık olduğunu düşünür.
  • Kibirlidir, hep kendini haklı zanneder.
  • İstediği şeye ulaşmak için her türlü yolu doğru kabul eder.
  • Hiç bir zaman hatasını görmez ve sorunu karşı tarafta arar.
  • Kendi istediği gibi olmadığında kızarak tepki gösterir.
  • Her türlü eleştiriye kapalıdır.
  • Kurmuş olduğu ben merkezli dünyasında sevgiden yoksundur.
  • Kusursuz olduğunu inanır ve merhametten uzaktır.
  • Kişiyi gerçek ve mantıktan uzak tutan dengesiz ego, insanı yalnızca kendisinin inandığı bir masalda
  • yaşamaya mahkum eder. Egosu yüksek insanlar yalnızlığa mahkum olduklarında sosyal hayattan
  • kopma noktasına gelir ve ruhsal bunalımlarla yüzleşir.
  • Bu durumda egoyu dengede tutmak çok önemlidir.

Peki ego nasıl dengelenir?

Empati ve merhamet ile..
Başka açılardan olaylara bakabildiğimizde, kendimizi başkasının yerine koyabildiğimizde ve aslında kendimizi tanıyıp kendimizi sorgulayabildiğimizde, bunu öğrendiğimizde daha sonra kendimizi de
başkasının yerine koyabiliyoruz. Yani empati yapabiliyoruz. Evreni düşündüğümüzde hepimiz sadece birer noktadan ibaretiz. Egolarımız yükseldiğinde biraz da kendimize bu yönden bakabiliriz. Hiç kimse diğerinden üstün değil. Bunu öğrendiğimizde ve empati ile yaklaştığımızda bencillikten kurtuluruz. Duyarlı bir insan olur, hayatımızı çok daha huzurlu ve mutlu biri olarak geçiririz. Karşımızdaki kişiyi daha iyi anlar, sosyal ilişkilerimizde daha başarılı oluruz. İnsanları anlamak için gerçekten uğraş verir ve insanlara daha fazla yardım edebiliriz. Hem kendimizi hem de karşımızdaki kişinin sorunlarıyla akıllıca başa çıkar, daha çözüm odaklı düşünmeye başlarız. Hayata olumlu ve iyilik pencerelerinden bakmayı öğreniriz, egomuz dengelendiğinde hem insanlara faydamız olur hem insanlardan gelecek katkıya, iyiliğe, güzelliğe de açık oluruz. Yaşadığımız bu hayatta ‘ben’ demeyi bırakıp özümüzdeki sevgiyle bütünleşip her şeye sevgi ile yaklaşmaya başladığımızda, yaşam enerjimiz artar, hayat daha anlamlı daha kolay ve huzur verici hal alır.

Sonsuz Sevgiyle
Yonca MALAK

Leave a comment

error: Content is protected !!